Antalya’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen dolu felaketi, vatandaşları hem şaşkınlığa hem de büyük bir üzüntüye sürükledi. Sadece 45 dakika süren bu doğal olay, tarım alanlarını, evleri ve altyapıyı büyük ölçüde etkiledi. Dolu yağışı sırasında yaşanan anlar, sosyal medya üzerinden paylaşılan videolarla gözler önüne serilirken; pek çok kişi, yaşadıkları mağduriyeti gözyaşlarıyla anlattı.
Dolu felaketi, 22 Ekim 2023 tarihinde saat 15:00 sularında Antalya’nın merkezine yakın bir bölgede aniden başladı. Gök gürültüleriyle birlikte etkisini artıran dolu, kısa sürede çevreyi beyaza bürüdü. Vatandaşlar, aniden bastıran dolunun etkisiyle panik içinde sokağa fırladı. O anı yaşayanlar, dolunun büyüklüğünün baş parmak büyüklüğünde olduğunu ve araçların camlarını kıracak kadar şiddetli olduğunu dile getirdi. Fırtına ve dolu yağmurunun ardından ortaya çıkan manzaralar, sosyal medyada adeta gündem oldu.
Bölge halkından alınan bilgilere göre, dolu yağışı sırasında giden araçların hangi hızla harekete geçtiği kaydedildi. Dolu yağışı, tarım arazileri başta olmak üzere birçok sosyal yapı üzerinde tahribata yol açtı. Özellikle sera ve bahçe bitkileri büyük zarar gördü. Yerel çiftçiler, 45 dakika süren bu felaketin ardından ihtiyaç duydukları hasatlarının ziyan olduğunu üzülerek belirtti. “Dostlarımızla birlikte çalışıyorduk ve bu felaket camekanlarımızı yerle bir etti. Tezgahlarımızda taze ürünler vardı ve hepsi gitti. Hayal kırıklığı içinde kaldık,” diyen bir çiftçi, hislerini gözyaşlarıyla anlattı.
Dolu yağışının ardından bölgedeki zararın boyutları hızla rapor edilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir tarımsal ön değerlendirmeye göre, Antalya ilinin tarım alanlarında büyük kayıplar yaşandı. Çilek, domates gibi sebze ve meyve ürünleri, büyük ölçüde yok oldu. Tarım Bakanlığına bağlı organlar, dolu tahribatının tam boyutunu ortaya koyabilmek için bölgeye özel ekipler göndermeye başladı.
Yerel halk, bu tür doğa olaylarının gelecekte daha da sıklaşabileceğinden endişe duyuyor. Sıcak hava dalgalarının ardından aniden bastıran dolu felaketinin, iklim değişikliğinin etkileriyle bağlantılı olup olmadığı konuşulmakta. Uzmanlar, son dönem iklim verilerini inceleyerek, Antalya ve çevresindeki iklim değişikliklerinin tarım üzerindeki olumsuz etkisini gündeme getiriyor. “Artık bu tür felaketlerin yaşanabileceği ihtimaline alışmalıyız. Ekosistemimizi korumalı ve gerek önlemleri almalı, gerekse dayanışmayı artırmalıyız,” diyen yerel bir çevre aktivisti, geleceğin belirsiz olduğuna dikkat çekti.
Dolunun neden olduğu tahribat ve can kaybı olmaması endişeyi bir nebze olsun hafifletiyor, ancak gözler artık yetkililere ve yapılacak çalışmalara çevrildi. Vatandaşlar, karşılaştıkları bu zorlu süreçte yalnız olmadıklarını ve destek alacaklarını düşünerek umudun peşinden koşmaya devam ediyor. Özellikle afet sonrası yapılan yardımlar ve destek organizasyonlarının hız kazanması, halkın yaralarına bir nebze olsun merhem olabiliyor.
Antalya’daki dolu felaketinin kısa sürede tüm Türkiye’yi etkileyen haline gelmesi, doğal felaketlere hazırlıklı olma konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Unutulmaması gereken, insanlık olarak doğanın sunduğu iklim değişiklikleriyle nasıl başa çıkacağımıza dair yapmamız gereken çok şey olduğu. Hızla değişen iklim yapısı, gelecekte daha büyük felaketler yaşanmadan önlem almamız gerektiğini hatırlatıyor.
Sonuç olarak, Antalya’da meydana gelen bu dolu felaketi, sadece fiziksel hasarlarla değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik etkilerle de derin izler bıraktı. Yaşanan anların mağdurları, gözyaşları içinde yaşadıklarını anlatarak, gelecekte benzer durumlar yaşanmaması adına bilinçlendirme çalışmalarını ve yardım organizasyonları konusunda destek bulmayı diliyorlar.