Antalya, 2023 yılının Ekim ayında yaşanan dolu felaketiyle sarsıldı. 45 dakikalık bir süre zarfında etkisini gösteren yoğun dolu yağışı, şehirde büyük bir kaosa neden oldu. Zaman zaman şiddetli rüzgarlarla birleşen dolu, pek çok evin camlarını kırarak içeriye su girmesine yol açtı. Tarım arazileri, büyük ölçüde zarar gördü. Birçok çiftçi, hasat zamanında başına gelen bu felaketle gözyaşlarına boğuldu. Yetkililer, dolu sonucunda meydana gelen maddi kayıpların boyutunu henüz net olarak ortaya koyamasa da, şehirdeki halk, olağanüstü bir durumla baş başa kaldı.
Olayın meydana geldiği saatlerde Antalya'nın birçok noktasında fırtına bulutları yoğunlaşmaya başladı. Öncelikle, hava sıcaklığı aniden düştü ve gökyüzünü kaplayan koyu gri bulutlar, muhtemel bir fırtınayı haber veriyordu. Kısa sürede dolu yağışı başlamış, özellikle Akdeniz’in kıyı kesiminde yaşayanlar için beklenmedik bir şok etkisi yaratmıştı. Dolu yağışı başladığında, Panik içinde dışarı koşan birçok kişi, evlerinin, arabalarının ve tarım alanlarının zarar görmemesi için çırpındı.
Yağmur ve dolunun birleşimi, caddeleri adeta bir gölete dönüştürdü. Kısa zamanda yolların tıkanmasına ve trafiğin aksamasına yol açtı. Bu durum, hem şehrin merkezinde hem de kırsal alanlarda yaşanan ulaşım sıkıntılarını artırdı. Otomobil sürücüleri, yağışın yarattığı zorluklar nedeniyle yola çıkmaktan kaçınırken, iş yerleri ve okullar da çeşitli sebeplerle kapandı. Antalya’nın rutin akışı bir anda durdu ve halk savunma mekanizmalarını devreye sokmak zorunda kaldı.
Dolu yağışı sırasında, birçok vatandaş yaşadıklarını duygusal bir dille aktardı. “Gözlerimin önünde bahçemizdeki elma ağaçlarının tümü yok oldu,” diyen bir çiftçi, gözyaşlarıyla gözlerini silerken yaşadığı kaybın tarımsal hayatındaki etkisini vurguladı. Henüz meyve vermeye başlamış olan ağaçlarının zarar gördüğünü kaydeden diğer çiftçiler de benzer hislerle doluydu. Bu felaketin amansız bir şekilde ekonomik durumlarını etkilediğini belirtip, başlattıkları tarımsal faaliyetlerin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu dile getirdiler.
Antalya’nın yerel halkı, özellikle tarıma dayalı geçim kaynaklarıyla dikkat çekiyor. Dolu felaketi sonrası hasat edilemeyen ürünler ve yok olan gelir, bölge ekonomisini sarsmakla kalmadı, aynı zamanda ailelerin psikolojik durumları üzerinde de ağır bir yük yarattı. Bir başka mağdur ise evinde yaşanan hasarları gösterirken, “Dışarıda ne olduğunu bile göremedim, sadece bir anda korkunç bir ses duyuldu ve her şeyim gitti,” diyerek hissettiği çaresizliği dile getirdi.
Şehrin üst bölümünde yaşayanlar için ise durum daha da kötüydü; çatıların uçması, camlarının kırılması ve su baskınları gibi sorunlarla muhatap kaldılar. İlgili kurumlar, felaket sonrası hem yardım hem de yeniden yapılandırma çalışmaları için hızlıca harekete geçti. Antalya Büyükşehir Belediyesi, dolu nedeniyle büyük hasar gören bölgelere yönelik bir acil durum planı geliştirdiklerini duyurdu.
Sonuç olarak, Antalya’daki dolu felaketi, kısa sürede büyük bir tehlikeye dönüşerek pek çok insanı derinden etkiledi. Eğer bu tür doğal olaylarla ilgili mevcut yapıların güçlendirilmesi sağlanamazsa, gelecekte benzer felaketlerin yaşanma olasılığı maalesef yüksek. Antalya’da yaşanan dolu olayını unutmamak ve benzer durumlarda toplumun dayanışmasını güçlendirmek, gelecekte meydana gelebilecek felaketlere karşı daha hazırlıklı olmak adına büyük önem taşıyor.