Son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden bir olay, iki genç arasında yaşanan husumetin trajik boyutlara ulaşmasını gözler önüne serdi. İkinci bir saldırıya uğrayan 28 yaşındaki genç, yaşamını yitirdi. İlk saldırının ardından, güvenlik önlemlerini artırmak isteyen genç, ne yazık ki huzur arayışında iken bir kez daha hedef oldu. Polis, husumet kaynaklı bu cinayeti araştırırken, gözler olayın ardındaki motivasyonlara çevrildi.
Olay, 24 Ekim 2023 tarihinde, İstanbullu gençlerin sıkça uğradığı bir kafede başladı. İki grup arasında başlayan tartışma, bir anda kavgaya dönüştü. İlk saldırıda,Ahmet Yılmaz (28), husumetlisi tarafından bıçakla yaralandı. Yaraları ağır olsa da, hastanede tedavi edilmesinin ardından Ahmet, taburcu oldu. Ancak, yaşamının sona ermeden önceki günlerinde, hala hayatı tehdit eden bir tehlikeyle karşılaşmanın korkusunu yaşıyordu.
Polis, ilk saldırıyı gerçekleştirenin kimliğini belirleyerek, soruşturma başlattı. Ancak, olayların seyrinin devam etmesi, Ahmet'in yaşadığı korkunun asla sona ermediğini gösteriyordu. İnsanların hayatını tehdit eden husumetler, zamanla düşmanlık ve intikam arayışına dönüştü. Ahmet'in durumu, caddelerde asılı kalan gözyaşlarının ve kaygıların temel nedenlerinden biriydi.
Hastaneden komaya geçmeden taburcu olan Ahmet, ailesinin ve dostlarının endişeli bakışları arasında yapayalnız bir yaşam sürmeye çalıştı. Fakat, bir gün yeni bir saldırıya uğradı. Ahmet, 26 Ekim gecesi işten dönerken sokakta husumetlileri tarafından pusuya düşürüldü. Günlerdir yaşadığı büyük korkunun sonunda, kabus gerçeğe dönüştü. Şanssız bir şekilde defalarca bıçaklandığı o an, tüm hayalleriyle birlikte sona erdi.
Olayın ardından, genç yaşta hayatını kaybeden Ahmet'in ailesi büyük bir acı içerisinde kaldı. Aile üyeleri, olayın düşündüklerinden daha büyük bir husumet yüzünden yaşandığını ve gençlerin geleceğini tehdit eden bu tür olayların önlenmesi gerektiği konusunda ısrarcı olduğunu belirtti. Mahalle halkı da, olayın hızla alevlenmesinin önlenmesi için yetkililere çağrıda bulundu. Bu tür şiddet olaylarının birer ‘ölüm tuzağı’ haline geldiğini söyleyen halk, güvenlik önlemlerinin artırılmasını talep ediyor.
Polisin konu hakkında yaptığı açıklamalara göre, gözaltına alınan şüphelilerin kimlikleri belirlenmeye çalışılıyor. Elde edilen bilgiler ve tanık ifadeleri dikkate alınarak, soruşturmanın kapsamı genişletilmiş durumda. Amacın, artık kimsenin hayatına kıyacak bir başka adamdan öteye geçmek olduğu farklı kesimlerden gelen destek çağrılarıyla beraber duyuluyor. Amacın sadece failleri yakalamak değil, aynı zamanda bu tür olayların önüne geçmek olduğu vurgulanmakta.
Husumet ve düşmanlıkların durdurulması adına, sadece olayın çözülmesi değil, aynı zamanda eğitim ve önleyici politikaların artırılması gerektiği düşünülüyor. Genç hayatların kaybolmaması için nesiller boyu süren bu düşmanlıkların sonlandırılması, herkesin ortak bir sorumluluğu olmalıdır.
Ahmet’in hayatını kaybettiği bu trajik olay, toplumun huzurunu tehdit eden sorunların birer yansıması olarak görülebilir. Bireylerin birbirleriyle sağlıklı bir iletişim kurmalarını engelleyen nefret unsurları ve düşmanlık duyguları, yine bir genç hayatıyla sonuçlanarak yeniden gündeme gelmiş oldu. Son söz, ‘Başka bir Ahmet’in kaybolmaması için birlik olma’ çağrısıyla topluma bırakıldı.