İstanbul, her yıl yaz aylarının gelmesiyle birlikte su tüketiminin arttığı bir metropol olarak karşılaştığı su krizinde, barajlardaki su seviyeleri ile tehlike çanlarını çalmaya başladı. Türkiye'nin en kalabalık şehri olan İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan barajların doluluk oranları son günlerde ciddi bir şekilde azaldı. Uzmanlar, bu düşüşün devam etmesi durumunda kentin içme suyu temininde ciddi sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekiyor.
İstanbul'un su ihtiyacının büyük bir kısmı, İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) tarafından işletilen barajlardan sağlanmaktadır. Örneğin, Ömerli, Elmalı, Alibeyköy ve Terkos barajları, İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak için kritik öneme sahiptir. Ancak, son verilere göre bu barajların doluluk oranları istenilen seviyelerin altında kalıyor. Geçtiğimiz yıl bu zamanlarda yüzde 60’ler seviyesinde bulunan doluluk, bu yıl biraz daha şanslı olunsa da kritik seviyelerin altında seyrediyor. İklim değişikliği, artan nüfus, yaz mevsiminin etkili kurak geçmesi gibi faktörler bu durumu olumsuz yönde etkiliyor.
İstanbul'un su yönetimi konusunda yetkili kurumlar harekete geçmiş durumda. Acil eylem planları oluşturulurken, su tasarrufunu teşvik eden kampanyalar da başlatıldı. Vatandaşların günlük su tüketiminde tasarruf yapmalarını teşvik etmek amacıyla bilgilendirici broşürler dağıtılıyor ve sosyal medyadan farkındalık yaratacak kampanyalar yürütülüyor. Uzmanlar, özellikle su tüketiminin en çok yapıldığı alanlarda (örneğin tarım, bahçe sulama ve endüstriyel kullanım) ciddi önlemler alınması gerektiğini savunuyor.
İstanbul’un barajlarındaki su seviyesi, halkın sulama ve içme suyu ihtiyaçları için oldukça önemli bir konu. İşte bu nedenle, yerel yönetimlerin vatandaşı bilgilendirmesi, kamuoyunu bilinçlendirmesi ve su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlaması gerekiyor. Ayrıca, şehrin su tüketiminde önemli bir rol oynayan sanayi tesislerinin de su tüketimi konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği ifade ediliyor. Suyun sınırlı bir kaynak olduğu göz önüne alındığında, herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, İstanbul’un barajlarında yaşanan su krizi, sadece bu şehir için değil, genel olarak tüm Türkiye için büyük bir endişe kaynağı. Susuzluk tehlikesinin önüne geçmek için atılması gereken adımlar - hem bireysel hem de toplumsal düzeyde - oldukça acil bir durum olarak göze çarpıyor. İstanbul'un geleceği için suyun kıymetini bilmek, bu kaynağı doğru kullanmak ve tasarruf tedbirlerini hayata geçirmek büyük önem taşımaktadır.