Türkiye Büyük Millet Meclisi, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden siyasetçi, yazar ve insan hakları savunucusu Sırrı Süreyya Önder'i anmak için özel bir etkinlik düzenledi. Anma törenine birçok siyasi figür, sanatçı ve toplumun önde gelen isimleri katıldı. Bu özel günde, Önder’in yaşamına, eserlerine ve mücadelelerine dair hatıralar yeniden canlandı. Sırrı Süreyya Önder, sadece bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda bir düşünce insanı, sanatçı ve barış savunucusu olarak da hatırlandı. Etkinlik boyunca duygu dolu anların yanı sıra, Önder’in vizyonu ve mücadeleleri üzerine önemli paylaşımlarda bulunuldu.
1960 yılında İstanbul’da doğan Sırrı Süreyya Önder, genç yaşlarda sanata ve toplumsal meselelere ilgi duymaya başladı. İleri görüşlü bir düşünce yapısına sahip olan Önder, özellikle sosyal adalet, insan hakları ve ifade özgürlüğü konularında önemli çalışmalar yürüttü. 1997 yılında Medya ve İletişim alanında eğitim almak üzere Amerika Birleşik Devletleri’nde bulundu. Yıllar içerisinde, sinema ve tiyatro alanında yaptığı başarılı işler ile Türk sanat dünyasında önemli bir yere sahip oldu. 2011 yılında bağımsız milletvekili olarak Meclis’e girmesiyle birlikte, daha fazla insanın sesi olmaya ve haklarında adalet arayışına katkıda bulunmaya başladı. Onun için her zaman öncelikli olan, insan onuru ve eşitliğiydi. Önder’in mirası, onun eserlerinde ve toplumsal hareketlerde yaşamaya devam ediyor.
Meclis’te düzenlenen anma töreni, birçok katılımcının duygu dolu anılarla dolmasına neden oldu. Birçok kişi, Sırrı Süreyya Önder ile olan anılarını paylaştı; onun nasihatleri, cesareti ve insana verdiği değer üzerine çeşitli hikayeler dinlendi. Bu özel günde dostları ve çalışma arkadaşları, onun toplumsal adalet için ne denli özveriyle çalıştığını ve hayata bağlılığını dile getirdi. Katılımcılar arasında duygu dolu anların yanı sıra, tebessümlerle karışık anekdotlar da yer aldı. Türkiye’nin farklı kesimlerinden gelen insanlar, Önder’in hayatına ve mücadelesine olan saygılarını dile getirirken, topluma yaptığı katkıların önemini vurguladılar. Önder’in, insanlarla kurduğu bağ, onun özgün kişiliğinin bir yansımasıydı. Anma etkinliğinde, Sırrı Süreyya Önder’in hayata geçirdiği projelerden, sahnelediği oyunlarından ve yayımladığı eserlerden örnekler verildi. Gözyaşları arasında, onun anısına özgün eserlerden alıntılar yapılarak, katılımcılar duygusal anlar yaşadı.
Böyle anlamlı bir günde, Sırrı Süreyya Önder’in yaşamı ve mücadelesi üzerine düşünmek, Türkiye’nin geleceği için önemli bir farkındalık oluşturuyor. Farklı düşüncelere, kimliklere ve inançlara sahip insanlara eşit mesafede durmayı başaran Önder’in hayatı, sadece Türkiye'deki değişimleri değil, dünya çapındaki eşitlik ve adalet mücadelelerini de etkilemiştir. Anma etkinliğinde, Önder’in mirasının yaşatılması gerektiğinin altı çizildi. Konuşmaların sonunda, onun ideallerine sahip çıkmanın ve bu yolda ilerlemenin önemine vurgu yapıldı. Böylelikle, Sırrı Süreyya Önder'in anısı önümüzdeki nesillere taşınacak ve onun duruşu, umut ışığı olarak kalacaktır.
Bütün bu sıcak ve samimi anların yaşandığı bu özel günde, Sırrı Süreyya Önder iken hepimizin kalbinde ve zihinlerinde yaşamaya devam etti. Meclis'teki bu anma gününün, insan hakları, adalet ve eşitlik mücadelesi veren kasvetli bir topluma ilham vermesi, onun en büyük mirası olmuştur. Herkesin farklı görüşlere, kimliklere sahip olduğu bir toplumda, Sırrı Süreyya Önder’in bırakmış olduğu mirası sahiplenmek, ülkenin geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. Son söz olarak, Sırrı Süreyya Önder’in "Hep beraber yaşamaya çalıştığımız bu dünyada, birbirimize saygı duyarak, anlayışlı ve hoşgörülü olmalıyız" sözü, onun yaşam felsefesini ve insanlığa olan inancını bir kez daha hatırlatmış oldu.