Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı Donald Trump, 20 Ocak 2017 tarihinde göreve başladıktan sonra hayatımıza birçok yenilik ve değişim getirdi. Başkanlığının ilk 100 günü, sadece Amerikan siyaseti açısından değil, dünya genelinde de büyük bir yankı uyandırdı. Ekonomik politikalarından sağlık reformuna, dış politikadan iç güvenlik stratejilerine kadar hayata geçirdiği icraatlar, kamuoyunun gündeminde sıkça yer aldı. Bu yazımızda, Trump’ın ilk 100 günündeki önemli icraatlarını mercek altına alarak, bu süreçte yaşanan gelişimleri analiz edeceğiz.
Trump'ın göreve başlamasının ardından gerçekleştirdiği ilk büyük icraatlarından biri, vergi reformu oldu. 2017’nin Aralık ayında yürürlüğe giren vergi reformuyla birlikte, işletmelere sağlanan vergi indirimleri ve bireylere yönelik muafiyetler genişletildi. Bu reformun, Amerikan ekonomisine olumlu yansımaları olması bekleniyordu. Ekonomistler, bu tür vergi indirimlerinin muhtemel istihdam artışını teşvik edeceğini öngörürdü. Trump, iş dünyasıyla yaptığı toplantılarda, bu adımların ekonomik büyümeyi hızlandıracağına ve yeni iş olanakları yaratacağına inandığını sıkça dile getirdi.
Ayrıca, Trump yönetimi, birçok düzenlemeyi kaldırarak iş dünyasının üzerindeki bürokratik yükleri azaltmayı hedefledi. Özellikle çevre koruma yasaları ve finansal düzenlemelere yönelik bazı kısıtlamaların kaldırılması, iş dünyasındaki bazı kesimlerden olumlu tepki aldı. Ancak bu durum, çevre savunucuları ve bazı sosyal kesimlerden eleştirilere yol açtı. Trump'ın bu uygulamaları, kısa sürede ABD borsa endekslerinin yükselmesine neden oldu, fakat uzun vadeli etkileri önümüzdeki yıllarda daha net bir şekilde görülecektir.
Trump’ın dış politika anlayışı da ilk 100 günde şekillendi. Başkan, öncelikli olarak Amerika’nın ulusal çıkarlarını öne çıkardı ve “Önce Amerika” politikası çerçevesinde, uluslararası ticaret anlaşmalarını gözden geçirmeye başladı. Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ve Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) gibi anlaşmalardan çekilme kararı, Trump’ın bu konudaki kararlılığını gösteriyordu. Eleştirmenler, bu adımların, Amerikan ekonomisine uzun vadede zarar verebileceğini savundu. Ancak, Trump bu durumu, yerel üretimi destekleme ve Amerikan işçilerinin istihdamını artırma amaçlarıyla açıkladı.
Rusya ile yaşanan ilişkiler ise Trump döneminin dikkat çeken bir diğer yönüydü. İlk günlerden itibaren Rusya ile ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapıldı. Ancak, Trump’ın bu yaklaşımına karşı muhalefet ve bazı Cumhuriyetçi senatörlerden ciddi eleştiriler geldi. Zira, Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte, Rusya’nın Amerika üzerinde kurduğu etki ve bunun yan etkileri sürekli tartışma konusu oldu.
İsrail ile olan ilişkileri de Trump’ın ilk 100 günde önemli bir başlık oldu. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasına yönelik karar, Orta Doğu’da önemli bir gerilime yol açtı. Bu karar, bölgedeki birçok ülkeden sert bir şekilde eleştirilirken, Trump’ın destekçileri tarafından alkışlandı.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın başkanlık dönemindeki ilk 100 gün, birçok açıdan önemli ve tartışmalı gelişmelere tanıklık etti. Ekonomik reformlar, vergi indirimleri ve ticaret politikaları gibi konular, iş dünyasında ve toplumda önemli değişimlere zemin hazırladı. Dış politikasındaki cesur adımlar ise uluslararası arenada geniş yankılar uyandırdı. Tüm bu gelişmeler, Trump'ın gelecekteki politikalarının nasıl şekilleneceğinin habercisi niteliğindeydi. Elde edilen veriler ve analizler, onun liderliğinin etkilerini anlamak açısından hayati bir öneme sahiptir.